Bilgisayarla ilk tanışmam ilkokul döneminde kuzenimin masaüstü bilgisayarıyla olmuştu. O dönemlerde bir evde bilgisayar olması, o evin mahallede popülerleşmesini sağlıyordu. Çocukların bir odada toplandığı ve saatlerce, sırayla oyun oynadığı garip bir durum. Birnevi evde tek bilgisayarlı bir internet kafe gibi.
Lise hayatıyla birlikte yaşantımın köyden uzaklaşması ve arkadaş çevremin de etkisiyle internet kafe kültürüne aşinalığım arttı. Masaüstü bilgisayar kavramıyla da ilk kez o zamanlarda yakınlık kurdum.
Masaüstü sistemlere kıyasla laptopların daha cezbediciliği vardı. Evimize giren ilk bilgisayar ikinci el bir masaüstü olsa da sıfır bir cihaz olarak ilk kez bir laptop almıştık. Dell marka laptobun kasa kalitesi dönemine kıyasla oldukça premiumdu. Kozmetik sorunların dışında kasası oldukça sağlamdı ve uzun yıllar kullanılabildi. Şimdilerde bir SSD takviyesiyle birlikte bir sanayi dükkanında ofis bilgisayarlığı yapıyor kendisi.
Bilgisayar dünyasına attığım adımlara kısaca değinmişken yazının asıl konusu olan şu Monster Notebook serüvenine gelelim.
Monster Notebook, ülkemizin laptop pazarında tanınmış ve memnuniyeti yüksek markalarından biri. İşin içinde biraz milliyetçilik yanı da olsa cihazlar ve arkasındaki hizmet kullanıcılar nezdinde oldukça kabul görüyor. Bu popülerlikten hareketle üniversite dönemlerimde bir Monster Notebook satın aldım: Monster Abra A5 v5.2.1.
Abra serisi, serinin giriş seviyesi cihazlarını temsil ediyordu. Ama performans açısından bakıldığında alternatif markalara kıyasla oldukaç iyiydi ve ardında Monster’ın ücretsiz sunduğu sınırsız bakım hakkını taşıyordu. Bu yazının eleştirel yanı da bu konuyu hedef alıyor zaten.
Abra’nın performansına yönelik söylenecek pek bir söz yok. Oyundan grafik çalışması ve kodlamalara kadar o dönemin birçok işini rahatlıkla yapabilen bir cihazdı. Cihazı toplamda 5 yıl kullandım ve kendim değiştirdiğim tek şeyler SSD yükseltmesi ve klavyesi olmuştu. Fakat 4’üncü yılında arkadaşımın cihaza taktığı arızalı bir USB nedeniyle sorun yaşamıştım. Bir anda elektiriği kesilen cihaz hiç açılmamıştı. Epey bir uğraştan sonra sorunu çözemeyeceğimi anladığımda Monster’ın yetkili servisine ilk kez bu yüzden başvurdum. Tabi cihazı o döneme kadar bakımsız kullanmadım, bakımları düzenli olarak ben yapmıştım.
2020 yılındayız. Monster’ın servisi mağazadan hariç olarak ayrı bir binada sunuluyor. Bu aynı zamanda insan karmaşasını da önleyen güzel bir çözüm. Kadıköy’de bulunan servis randevu sistemiyle hizmet veriyor ve çoğu zaman aynı gün randevu almak mümkün. Fakat cihazın sorunu ve yoğunluklarına göre teslim alma olayı değişebiliyor. Bunu tahmin ederek ben sabah erken saatlerde gitmiştim.
Her şey iyi, güzel şekilde ilerlerken sıranın bana gelmesiyle müşterilerle birebir görüşmelerin yapıldığı kabinlerden numaramın yandığına geçtim. Servis personeli kurumsal bir ağızla ve yorum yapmaksızın sadece cihazın sorununu not alıp senden teslim almakla görevli. Yani işin teknik tarafıyla ilgilenen ekip farklı. Bu yüzden cihazın durumuyla ilgili soruları bu şamada görüşmek mümkün olamıyor. Kısa bir işlemle cihazı teslim ettim ve oradan ayrıldım. Aranacağım söylendi ve haliyle arızanın önemli olduğunu düşünerek aynı gün teslim alamayacağmın farkındaydım. Çünkü cihazını bakıma getirenler gibi değildi benim durumum,. Sonuçta arıza üzerine oraya gitmiştim.
Servise cihazı bıraktıktan bir süre haber bekledim ve durumunun ne olduğuyla ilgili 2 gün bekledim. 2 günün sonunda arayan olmayınca kendim bilgi almak için servis numarasını aradım. Cihazın halen daha incelendiğini ve tarafıma dönecekleri söylendi. Tabi ne zaman dönüleceğine dair de bir kesinlik belirtilemedi.
İş tempomun da devam etmesi nedeniyle ilk bir haftanın sonunda aranmadığım için servisle yine kendim iletişime geçmek zorunda kaldım. Servis bu kez cihazın incelemesini tamamlamış fakat beni aramamıştı ya da unutmuşlardı. Cihazın anakartı üzerinde bir güney köprü arızası olduğu benimle paylaşıldı. Bu soruna yönelik 2 alternatif çözüm uygulanabiliyordu. Arızalı kısım yeniden lehimlemeyle çözülebilirdi ya da anakart değişecekti. Servis, ilk etapta daha zahmetli olan lehimleme üzerinde denemeler yapacağını paylaştı ve durumla ilgili beni bilgilendireceğini söyledi. Bir sonraki günü akşamı tekrar aradım.
İş benim peşinden koştuğum bir hale gelmişti. Aradığım akşam arızalı kısmın tamirinin mümkün olmadığı, parça değişimiyle anakartta değişim yapılacağı söylendi. Bu tamirin daha da uzun süreceğinin bir göstergesiydi. Çünkü işin içine parça tedariği gibi ek süre gerektiren bir durum yaşanmaya başlamıştı. Haliyle cihaz bedelinin yarısı olan tutardaki değişime onay verip sürecin hızlanmasını talep ettim. Evet, cihazın hem garantisi yoktu hem de kullanıcı hatası olarak geçiyordu.
Parçanın tedariği 2-3 gün sürecekti. En azından bana iletilen bilgi bu yöndeydi ve fırsat buldukça durumla ilgili bilgi almak için sürekli aradım. Toplamda 10 günü bulan sürecin sonunda cihazı teslim almaya gittim. Ödememi yaptım.
Şimdi bu sürecin artı ve eksileriyle ilgili şöyle bir özet geçelim:
- Monster’ın kullanıcına sunduğu servis ve ömür boyu bakım anlayışı büyük bir artı fakat bu noktada bazı pürüzler var. Uzunca araştırmalarım ve kullanıcı deneyimlerine göre vardığım nokta şu: Eğer Monster’a ait eski bir model cihazı servise bırakıyorsan ne yazık ki işin öncelik kazanamıyor. Hatta vaadedilen sürelerin çokça ötesine sarkıyor. Her ne kadar kesin bir süre belirtemiyor olsalar da servis ekibi tedarik süreciyle birlikte başta birkaç gün içerisinde cihazı teslim edebileceğini ifade ediyor.
- Süreç içerisinde bilgilendirilmemek en büyük eksilerden biri. Senden malının peşinden kendin koşman bekleniyor. Servis merkezindeki özen ne yazık ki oradan ayrıldıktan sonra yok. Klasik kurumsal marka vizyonu.
- Cihaz her ne kadar tamir görmüş olsa da bakımı da yapılarak sana teslim ediliyor. Eski bir model de olsa teslim aldığımda klavyesi bile temizlenmişti. Bakım yönünün hakkını yemeyelim.
- Telefon görüşmelerinde yetkili personelin konuşmaları bazen tutarsız, bazense çelişkili. İşin uzmanı oldukları için arızanın nasıl çözüleceğine dair farklı şeyler ifade ediliyor sürekli. Sanırım bu noktada iş cihazı birebir görmüş kişiyle cihazı görmeden sadece notlarına bakarak yorum yapan personele göre değişiyor. Bir süre “Ne yapılacak yani şimdi?” karmaşında kalabiliyorsun. Soruna nasıl yaklaşılacağını anlamak için biraz telefon trafiği şart.
- Servis merkezi gayet temiz, bekleme alanı ve çeşitli imkanları içeride bulunuyor. Güvenliğine kadar var.
- Süreç içerisinde telefon görüşmelerinin yanı sıra SMS bilgilendirmeleri de var. Fakat bunlar hiçbir detay içermiyor. Daha çok “Cihazınızı servise kaydettik”, “İşlemlere başladık” gibisinden. Yine de birçok markanın bunu bile yapmadığını düşünürsek temeli atılmış, gelişmeye önü açık bir sistem.
Monster cihazımla olan deneyimim halen daha kullandığım MSI bir cihaza geçişimle son buldu. Monster’ı 6 yıla yakın, MSI’ı ise 3 yıldır kullanıyorum. Genel itibariyle laptop tercihlerimden memnunum. Hatta malzeme kalitesi yönünden MSI’dan bir tık daha fazla fazla memnunum.
Monster’ın servis hizmeti 2025 yılında değişikliklere uğramış olabilir. Bir Monster sahibiysen yazıda belirttiklerim içinde karamsarlık oluşturmasın. Keza bunlar sadece benim deneyimim. Monster, bir laptop arayışında olan ve fikrimi alan kişilere sunduğum önerilerimin arasında halen daha yer alıyor. Şimdilerde masaüstü konforuyla oldukça mutluyum.
Bir yanıt yazın