İş temposuna mola verdiğimiz bir hafta sonu kahvaltı planımızı dışarıda yapalım istedik. Genelde bu tarz durumlarda belli mekanları tercih edip serpme kahvaltılar ilk tercihimiz olurdu; fakat bu kez işi doğallaştırmaya karar verdik. Arada binavari yapılardan ve kalabalıktan uzaklaşmak iyi gelir diye düşündük.
Zamanında iş yerine götürdüğüm ve benim için sefer tası vasfı gören yemeklik kabı rafından çıkarttık ve basit usül kahvaltıları içerisine yerleştirdik. Aslında kahvaltı işin bahanesi. Amaç, sabahın temiz havasını deniz kenarında almaktı. Haliyle “Nereye gidelim?” diye düşünürken Balyanoz Koyu‘nda karar kıldık.




Balyanoz Koyu daha önce de ara ara ziyaret ettiğimiz bir lokasyon bizim için. Yapısı gereği civar yerleşkelere kıyasla görünümü ve imkanları daha iyi olan yerlerden biri. Tabi ulaşım faktörünü de düşünürsek bize en yakın yerlerden. Bu yüzden genelde anlık planlarımızda çabucak yer alabiliyor. Hazırlığımızı yaptıktan sonra çok beklemeden atladık SYM Joymax Z+ 250‘ye. Bu motosikletin bagaj hacmi epey geniş olduğu için masa ve sandalyeleri bile rahatlıkla alabiliyor. Muhtemelen yazın kavun/karpuz doldururuz köyden.

Koya ulaştığımızda epey sakin bir sabaha denk gelmiştik ve bir süre uygun yeri bulabilmek için sahil şeridi boyunca ilerledik. Daha önceki ziyaretlerimizin hep akşam üzeri olmasından ötürü olsa gerek, koyun sahil tarafının daha önce görmediğimiz kusurlarını gündüz gözüyle fark etmeye başladık. Söz konusu sahil kenarı bir yer olunca bu kusurları tahmin etmesi zor değil: “çöpler”.

Çöpten uzak bir alan bulamayacağımızdan emin olduktan sonra yerleşebileceğimiz en uygun yeri seçtik. Denizin ve manzaranın tadında, sabahın hafif serinliği ve sessizliğiyle birlikte bir kahvaltı güne enerji dolu başlamanın çok iyi bir yöntemi. Arada bizi ziyarete gelen mekan sahipleri kedi ve martılarla da takıldıktan sonra çöplerimizi toplayıp ayrıldık.

Bu koya ilk kez geleceksen civar alanlarda market, büfe, börekçi, fırın tarzı yerleri kolaylıkla bulabilirsin. Keza koyun içinde bir restoran da mevcut. İşin bir tık ötesinde konaklama ihtiyacı için küçük oteller de var. Balyanoz Koyu’nun Google haritalardaki konumu şurada.
Koydaki bu basit anımıza ekstra bir paragraf açmak gerekiyor. Yazının bu kısmından sonrası biraz eleştiri içeriyor.
Balyanoz Koyu bulundurduğu imkanlar, lokasyonu, girişin güvenlikli ve ücretsiz oluşu özelinde düşünüldüğünde gayet yeterli bir yapıda. Tabi söz konusu ücretsiz bir hizmet olduğunda özellikle akşam vakitleri çocuklu ailelerin çokça tercihi arasında yer alıyor. O saatlerde epey kalabalık ve gürültülü. Haliyle bu kadar kalabalık bir kesimin koyun yapısını koruyarak hareket etmesini düşünmek pek mümkün değil. Akşamdan sabaha kalan ve ziyaretçilerin bıraktığı çöplerin seni sabahları karşılaması kaçınılmaz. Çöp konusuna sürekli vurgu yapıyorum çünkü tek ve en büyük sorun bu. Belediyenin bu durumu tek başına ele alması oldukça zor. Bu noktada sorunu çözmenin tek yolu “insan zihniyeti”. Bu da sadece bu bölgenin değil, Türkiye’nin genel sorunu. Birilerini uyarmaya kalktığında iş laf dalaşından öteye geçemiyor.
Havaların düzelmesiyle kahvaltı olayını daha büyük çapta ele almayı planlıyoruz. Bizim de ilk kez gideceğimiz farklı mekanları denemek hedeflerimiz arasında. Macerazade’yi takipte kalarak işine yarayabilecek ziyaretlerimizden haberdar olabilirsin. ⛵
Bir yanıt yazın